21 Kasım 2016 Pazartesi

Phaselis Antik Kenti



Ülkemizde Phaselis diye bir cennet var a dostlar! 

MÖ 7. yüzyılda Rodos'lular tarafından kurulan bir liman kenti olduğu söyleniyor. Uzun yıllar Likya'nın doğu kıyısının en önemli liman özelliğini korumuştur. Kentin girişinde bizi koskoca kemerli bir kapı karşılıyor. Küçük bir kente göre oldukça gösterişli bir kapı. Kapıdan direk üç sahilden ortadakine ulaşılıyor. Taşsız, dalgasız, sıcacık bir deniz karşıladı bizi. Sağ tarafta kentin ana caddesi diye tahmin ettiğim geniş bir cadde uzanıyor.


Cadde yukarıdaki gibi.

Kuruluş efsanesinde; Phaselis'e ulaşan kolonistlerin, karşılaştıkları yerli çobana yarımadayı beğendikleri, yerleşim bedeli olarak da arpa ekmeği mi, kurutulmuş balık mı istediği sorulur. Çobanında kurutulmuş balığı seçmesiyle yerleşimin gerçekleştiği anlatılır.

Ana hatları iki bölge sınırında kaldığı için Phaselis, bazen Likya bazen de Pamfilya bölgesi şehri olarak gösteriliyor.

İÖ. 333'de Büyük İskender'i altın taçla karşılamaları şehrin tarihinin önemli bir olayıdır.



Tiyatro'dan bir kesit

Phaselis tapınakları, agoraları, minik bir tiyatrosu ve hamamları bulunan küçük bir kentimiz olmasıyla beni kendine aşık etti diyebilirim.

Caddeden bir kesit

Phaselis'e müzekart ile yada bilet ile girilebiliyor. Antalya'nın sıcağında gidip biraz antik kent geziyim sonra da denize girip serinlerim derseniz, tavsiyemdir. Antik kent merakınız olmasa bile, o muhteşem deniz bence Antalya'nın başka hiçbir yerinde yok. 



Kesinlikle gidilip görülmesi gereken bir yer olduğunu düşünüyorum. Yolunuz Antalya, Kemer yakınlarına düşerse, deniz ve antik kentin iç içe geçtiği, yeşilliğin denize yansıdığı bu güzel koyu görmelisiniz... 


Phaselis'e sevgi, selam ve hasretle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder