31 Aralık 2016 Cumartesi

Salvador Dali | Sürrealizm, Gala ve Belleğin Azmi

    Salvador Dali, 11 Mayıs 1904 - 23 Ocak 1989
 
    Gerçeküstü eserlerindeki tuhaf ve çarpıcı imgelerle ünlenmiş, sürrealist bir ressam Dali. Sürrealist diyoruz ama bence performans sanatının babası o. Dali'nin yaptığı her şey, hayran bırakmak, hayrete düşürmek ve eğlendirmek üzere hesaplanmıştı. Üzerleri altın nakışla kaplanmış parlak renkli giysileri, uçları incecik olsun diye mumlanan bıyığı bile kostümsel bir hava katıyor.
    Bu gerçek Dali miydi? Dünya, çılgın Dali'yi seviyordu, tuhaf davranışlı ilginç adamı seviyordu, o da onlara onu verdi.

    Hayatının büyük trajedisi ise o doğmadan önce meydana geldi. 1901'de Dali ailesinin, babasıyla aynı ismi verdikleri Salvador adında bir oğulları oldu. Fakat 21 aylıkken yaşamını yitirdi. Dokuz ay sonra ailenin yine Salvador adını verdikleri bir oğulları daha oldu. İşte bizim deli dolu Dali'mizdi bu küçük oğlan.
    İlk çocuklarının kaybını atlatamayan anne ve baba, sürekli ölen bebeklerinden konuşup, küçük Salvador'ı ondan sonra geldiğine ikna ettiler. Bu sebeptendir ki, çocuğun asabi yetişip, banyoyu kullanmaktansa dışkısını hole bırakmayı tercih etmesini belki de pek yadırgamamak gerekir...

     Dali, çocuk yaşında resim dersleri almaya başladı. İlk sergisi 1919'da yerel tiyatroda düzenlendi. Genç ve yetenekli Dali, 1922'de Madrid'e giderek Güzel Sanatlar Okulu'na yazıldı. Hocalarıyla kavga ederek geçirdiği birkaç yıldan sonra Dali, öğretim üyelerinin hiçbirinin onu değerlendirecek kadar ehil olmadığını iddia ederek bitirme sınavına girmedi ve okuldan atıldı.

    Paris ve Sürrealistler

    Sürrealizm, Dada'nın safsatasını, Freud'un psikoanalizini ve Marks'ın siyasetini harmanlayan yeni moda sanat akımıydı. Dali'yi cezbeden bilinçaltının vurgulanmasıydı ve kılı kırk yaran çizim becerisini, akıl dışı imgeler yaratmak için kullanmakta kararlıydı. 1929'da Fransa'ya gitti ama Sürrealistler onu bir kahraman olarak karşılayacaklarına, gelişinin farkında bile olmadılar. Tanıştığı tek arkadaşı sürrealist şair Paul Éluard'dı. Dali onu, ailesinin tatillerini geçirdiği Katalan kıyısındaki köye davet etti.

     Dali İspanya'ya derin bir depresyon içinde döndü. Éluard ve karısı Gala onu ziyarete geldiler. Éluard, Dada akımının lideri olmuştu ve Gala da ilham perisi ve ev sahibesi rolünü çok sevmişti ama 1929'da -Dali ile tanıştığı dönem- artık kocasının kısıtlı mali durumu nedeniyle kendini hüsrana uğramış hissetmeye başlamıştı.

     Gala...

    Başlangıçta Gala, Dali'ye aldırmasa da, resimlerini gördükten sonra çok etkilendi. Bu yeteneğin getireceği şanı, şöhreti ve serveti ilk fark edenlerden biri oldu. Dali ona öylesine aşık olmuştu ki, hiçbir şey umrunda değildi. İkisi birbirine gayet uyumlu idi; Dali seyretmeyi severdi, Gala da seyredilmeye bayılırdı...

    Gala bundan sonra tüm enerjisini Dali'yi tanıtmaya adadı. Dali'nin nadir olan satışlarıyla yaşamaya çalışıyorlardı. Dali, aralarında The Persistence of Memory (Belleğin Azmi) 'de bulunduğu önemli eserlerinden bazılarını bu sıralarda yaptı. Bu tekinsiz, tuhaf imgeli eser, tamamen Dali'nin bilinçaltı ürünüdür.

    Karanlık bi düzlükte, çoğu eleştirmenin kendi portresi diye düşündüğü bir et parçası, içinden zayıf bir ağacın çıktığı bir masa ve bunların üzerinden aşağıya eriyip akan saatler. Saat fikri, akşam yemeğinden sonra yumuşayan bir Fransız peynirine bakarken gelir aklına. Eseri yaptıktan sonra Gala'ya, bunun hatırlayacağı bir imge olup olmadığını sorar ve o da bunu kimsenin unutamayacağını söyler. Bu sebeptendir ki, Dali esere Belleğin Azmi ismini verir. Kendi eserinin, izleyicinin zihnindeki azmi nedeniyle...


    Belleğin Azmi'nin sergisi büyük bir başarı kazandı. Gala ve Dali, ressamın acayip konuşma şeklini yadırgamayan kaymak tabakanın gözbebeği oldu. Ancak Dali'nin artan ününü herkes takdir etmiyordu. Öteki sürrealistler, onun akımlarını gasp ettiğini düşünüyorlardı.


    -Bugün Salvador Dali'yi nasıl değerlendiririz?

Birçok sanat tarihçisi onun eserlerini birer zevksizlik örneği olarak yorumlar; bazıları daha da ileri giderek bütün eserlerini alaya alıyor. Bir eleştirmen onu, 'İnsanları sevmeyen zihninin karmakarışık işleyişiyle, bir büyülenme meydana getirme yolunda hak etmediği yeteneğiyle şaşırtmaya devam eden çocuksu bir sapık,' diye tanımlamıştı. Kimsenin inkar edemediği ise, etkisi: Dali, sanat olarak yaşam fikrini icat etti.


''Her sabah uyanınca muazzam keyif duyarım: Salvador Dali olmanın keyfi ve mucizeden nutkum tutulmuş kendime sorarım, bugün ne gibi fevkalade şey yapacak, bu Salvador Dali?''
                                                                                                                          -Salvador DALİ